Avukatların Ortaklığı Neden Bozulur?

Yazı dizimde büronuzda bir sistem kurma, ekip çalışması ve kurumlaşma....

Avukatların Ortaklığı Neden Bozulur?

Doktorlar ve mali müşavirler birleşerek tüzel kişiliği olan ortaklıklar (şirket) kurabilirken avukatların ve noterlerin dünyanın çoğu ülkesinde olduğu gibi ortaklıklar kurmasının neden yasak olduğunu tartışmayacağım. Fakat avukatlar neden ekip olamazlar hakkında fikirlerimi saklamayacağım.

Mesleğe yeni başladığım 1980’li yıllarda, o zamana göre oldukça büyük sayılan 4 avukatın birlikte çalıştığı bir avukatlık bürosuna evrak getirip götürürdüm. Hukuk fakültesine girmiş, hem koyup hem çalışan saf bir Anadolu çocuğu olduğum için sanırım hepsi de beni çok sever, zaman zaman dertleşirlerdi. İçlerinden en şeytan tüylü olanı büroda iç durmaz, adliyeye çok az gider, kah bir esnaf lokantasında yemek yer, kah lüks Hilton otelinde 5 çayına gider davetleri kaçırmaz ama herkesle samimiyet kurardı. Bir diğeri ise ayaklı bir kütüphane gibiydi. Bir dilekçe yazacağında masası üst üste yığılı kitaplarla küçük bir kütüphane gibi olur, gözlükleri terden öne kayar, genellikle bir şey düşünürken kafasını kurşun kaleminin dibiyle kaşır, harika dilekçeler yazardı. Dilekçeleri su gibi akar, elde bırakmadan bir solukta okunur ve okuyanı ikna ederdi. Bir diğeri ise hem sobayı yakar, hem büroyu düzene koyar, hem dilekçe yazar hem de adliyede mahkemeler arasında koştururdu.

İstanbul’un kalbur üstü işleri o büroya yağar, müvekkilleri diğer avukatların istediğinin üç – dört katı ücret ödeseler de işlerini onlara verirdi. Diğerleri de gıpta ile bakar, başarılarını ve kazançlarını kıskanırlardı.

Bir süre sonra aralarında ne oldu bilmiyorum fakat hepsi, birbirinden şikayet etmeye, kendilerine haksızlık olduğundan dem vurmaya, şikayet etmeye başladılar. Şeytan tüylü olanı “işi ben getiriyorum ücretin büyük payı benim olmalı” diyor; kütüphane gibi çalışıp etkili dilekçe yazanı “ben olmasam ele gelir dilekçe bile yazamazlar, işi ben yapıyorum ücretin çoğunu onlar alıyor” diyor diğeri ise “büroyu ben çekip çeviriyorum, adliyede işleri ben takip ediyorum, ben olmasam büro dağılır ama hakkımı almıyorum” diyerek şikâyet ediyordu. Bir süre parayı kontrol eden diğerlerini çırak çıkarınca büro dağıldı gitti.

Şimdiki aklım ve tecrübem olsa aralarını bulur, bütün şikayetlerini nasıl çözebileceklerini ve 3-4 kişilik bürolarını 30-40 kişiye, zaten yüksek olan kazançlarını da nasıl kolayca 15-10 katına çıkarabileceklerini gösterebilirdim.

Bu, 1986’da sıfırdan başlayarak kurduğum avukatlık büromu büyütüp kurumlaştırırken edindiğim bilgi, tecrübeler ve know-how’u paylaşacağım yazı dizimin üçüncü yazısı.
Yazı dizimde büronuzda bir sistem kurma, ekip çalışması ve kurumlaşma, etkili ve verimli çalışma ve sürdürülebilir büyüme hakkındaki tecrübelerimi ve tavsiyelerimi paylaşacağım. Sizden gelen soruları cevaplayıp zaman zaman da yuvarlak masa toplantıları, konferanslar düzenleyerek bilgi ve tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım.

En büyük mutluluğum mesleğimizin kurumlaşarak güçlenmesini ve hak ettiği yeri almasına bir nebze de olsa katkıda bulunabilmektir.

Her hafta yeni bir yazıda buluşmak dileğiyle!

https://www.gunce.com/mehmet-gunden-kurumlasma-ve-dijitallesme-tavsiyeleri-