Astroloji psikolojiyi nasıl etkiliyor

Astroloji psikolojiyi nasıl etkiliyor, astrolojiye ne kadar inanıyor, ne kadar ciddiye alıyoruz. İşte cevabı.

Astroloji psikolojiyi nasıl etkiliyor

Astroloji psikolojiyi nasıl etkiliyor, astrolojiye ne kadar inanıyor, ne kadar ciddiye alıyoruz. İşte cevabı.

Richard Dawkins, ‘Bencil Gen’ (The Selfish Gene) adlı kitabında “Astroloji ne zararsız ne de eğlenceli olarak algılanmalıdır” diyor. Ve devam ediyor: “Astrolojiyi ciddiye almalıyız. Hayır, hayır… astrolojiye inanalım demek istemiyorum. Astrolojiyi esprili, zararsız bir eğlence olarak görmek yerine ona karşı ciddi bir savaş vermeliyiz”. Prof. Dr. Rennan Pekünlü (Ege Üniversitesi) İngiltere’nin saygın gazetesi Guardian, 1995 yılının ortalarında, geleceği öngörecek olan gerçek bilim insanlarını, tarihçileri ve felsefecileri göreve çağırmış ve bu konudaki uzmanın görüşlerini basınca eleştirme görevi Richard Dawkins’e düşmüş. Önce ‘uzman’ görüşü: “12 Ocak’ta Uranüs Kova burcuna girecek ve bu giriş yeni bir çağın şafak vakti olacak.

Bu çağ düşküne yardım eden, insancıl ve insanlar arasında kardeşliğin gelişeceği bir çağ olacak. Bu çağı dört gözle bekliyorum. Bu erke (bu teknik terimin ne anlama geldiğini bilmediği açıkça belli oluyor – RD) 2008 yılı Kasım ayına dek sürecek çünkü Uranüs Kova burcunda 8 yıl ve Plüto da Yay burcunda 13 yıl kalacak. Tanrı’ya şükürler olsun ki ben Kova burcundanım”. Richard Dawkins, Guardian gazetesinin böyle bir saçmalığı basmasını eleştiriyor ve aşağıdaki makaleyi yazıyor. “Gökbilimde en kısa zamanda değişen şey ekinoksların presesyonudur. Ben 26 Mart’ta doğmuşum. Gazetelerde bu tarihe karşılık gelen burç Koç burcudur.

Batlamyus bu düzeneği kodladığında, benim doğum günümde doğmuş olan kişinin burcu Koç olacaktı. Ancak presesyon nedeniyle benim Güneş işaretim aslında (eğer buna gerçek diyeceksek) Balık’tır. “Aslında, yalnızca gezegenler ‘geriye doğru devinir’. Bu durum da zaten bir yanılsamadır. Hem gezegenler hem de biz Güneş’in çevresinde dolandığımız için, bizim bakış noktamızdan sanki geriye doğru deviniyorlarmış gibi görünürler. Ancak bu devinimlerin hiçbir önemi yoktur. Üçüncü bir gezegendeki gözlemci aynı gezegeni değişik zamanlarda ‘geriye doğru’ deviniyormuş gibi gözleyecektir. Gezegenler aslında ‘ileri geri’ devinmez ve herhangi bir takımyıldıza yakın değillerdir. Takımyıldızlar uzaklarda, ardalandaki yıldızlardır. Gezegenlerin ‘geriye doğru devinimi’ veya ‘Kova burcuna girmeleri’ gerçek olaylar olsaydı da, bu devinimlerin insanlar üzerine ne etkisi olabilirdi ki? Gezegenler bize o denli uzak ki, yeni doğan bir bebeğin üzerine uyguladıkları çekim kuvvetinin, bebeğin doğumuna yardım eden doktorun uyguladığı kuvvetin yanında sözü bile edilemez. “Şimdi, geriye doğru devinen gezegenleri ve yolumuzu bulmada yararlandığımız takımyıldızları unutalım. Gökyüzüne baktığımızda başka ne görüyoruz? Gördüğümüz şeylerden birisi tarihtir. Andromeda gökadasına baktığımızda o gökadanın 2.3 milyon yıl önceki durumunu ve Afrika çayırlarında dolaşan Australopithecus’u görüyoruz.

ASTROLOJİ’YE NE KADAR İNANIYORUZ

Zamanda geriye bakıyoruz. Şimdi Andromeda takımyıldızının birkaç yay derecesi yanındaki parlak yıldıza bakalım. Şu anda Mirach’a bakıyorsun ve geçmişte daha yakın bir zamana, Wall Street’te ekonominin çöktüğü zamana bakıyorsun (1929). Güneş’e baktığında onun 8 dakika önceki durumunu görüyorsun. Ancak büyük bir teleskopla Sombrero gökadasına baktığında trilyonlarca yıldız görüyor ve Hindistan’ın Asya kıtasıyla çarpışması sırasında Himalaya Dağları yükselirken, sazlardan yapılmış olan barınaklarının çatısındaki aralıklardan gökyüzünü izleyen kuyruklu atalarının yaşadığı zamana bakıyorsun. Daha büyük ölçeklerde çarpışmaların gerçekleştiği zaman, Stephan’s Quintet’ deki iki gökadanın çarpışırkenki zaman, trilobitlerin neslinin tükendiği Yer’de dinozorlar çağının başladığı zamana bakıyorsun. “Bilimsel gerçekler bu ucuz eğlenceye veya paraya kurban edilemeyecek denli güzeldir. Astroloji bilime yöneltilmiş estetik bir hakarettir. Beethoven’in ticari reklamlar için kötü kullanımı gibi astroloji de gökbilimin saygınlığını düşürecek biçimde kullanılıyor. Günümüz yasalarıyla ne Beethoven ne de doğa bu şarlatanları mahkemeye verebilir. Belki var olan yasaları değiştirebiliriz. Eğer astrologların yöntemlerinin geçerli olduğu gösterilebilirse bilim için önemli oldukları söylenebilir. “Bu koşullar altında astroloji gerçekten ciddiye alınmalıdır. Ancak – tüm göstergelerin işaret ettiği gibi – astrologların büyük karlar sağlayarak yaptığı şeylerde en küçük bir geçerlilik payı yoktur. Bu durum da ciddiye alınmalı ve eğlenceli ve önemsiz olarak geçiştirilmemelidir. Bizler, kâr amacıyla bilimin kötü amaçlar için kullanımının suç olduğunu öğrenmeliyiz.

ASTROLOJİ ÇARPITIYOR!

“Bana karşı yöneltilebilecek ‘bilimsel ukalalık’ suçlamasına karşı her zamanki savunmamı yapmalıyım. Astrolojide gerçeklik olmadığını nereden biliyorum? Kuşkusuz bilmiyorum. Nasıl ki çikletlerin deli dana hastalığına neden olup olmadığını kanıtlayamayacağım gibi, horoskoplarda da gerçeklik olmadığını kanıtlayamam. “Her iki kuramın da geçerliliğine ilişkin herhangi bir kanıt olmadığına göre, olduğuna ilişkin kanıt beklemenin de anlamı yoktur. Sanki kanıt varmış da bu kanıtı bulmak zor olacakmış duygusuna kapılmamak gerekiyor. Bir te- levizyon haber muhabirine ilişkin karikatürde şunları okuyoruz: “Astroloji biliminin büyük bir öngörüsüne göre Akrep burcunda doğanlar dün yumurta kamyonu tarafından ezilerek yaşamlarını yitirdiler”. “Astroloji yalnızca gökbilimin anlamını çarpıtmakla kalmaz, Kopernik öncesi saçmalıklarla evreni basite indirger. Astroloji aynı zamanda psikoloji bilimine ve insan kişiliğinin zenginliğine de hakaret demektir. Astrologlar insanları 12 kategoriye ayırarak uyduruk ve potansiyel olarak zararlı bir girişimde bulunuyorlar. ‘Akrepler sevimli tiplerdir; Aslanlar, yöntemli yaşamaya ve davranışa yatkın kişilikleriyle Terazi burcundakilerle (veya her kimlerleyse) iyi anlaşırlar’.

ASTROLOJİ’DE EŞ ARAMA

“Yalnız kişilerin gazetelere verdiği eş arama ilanlarında müzik zevki, spor etkinlikleri gibi ilgili bilgilerin yanı sıra astrolojik referanslarla da karşılaşıyoruz. Bazen aranan eşin, örneğin Koç burcunda olmasında ısrar edenler de oluyor. Bunun ne anlama geldiğini bir düşünün. Bu tür ilanlarla amaçlanan şey, cinsel eşinizle ortak noktaların sayısını arttırmak. “Size eş olabilecek kişilerin sayısını 12’ ye bölmek aptalca bir davranış! Yalnız kişilerin yaşantısı aranan uyumlu eşlerle güzel bir yaşantıya dönüşebilecekken, gazetelerde okunan astrolojik saçmalıklarla, kendilerine eş olabilecek kişilerin 12 de 11’ i (11/12) kasıtlı olarak anlaşılmaz ve nedensiz bir biçimde fırlatılıp atılıyor. Bu yalnızca aptalca değil aynı zamanda zarar verici. Bu alandaki sahtekârlar sansürü, onların aptala çevirdiği kurbanları da kendilerini zavallı olarak düşünmemizi hak ediyor. “Toplumda birçok aptal insan var, bu zavallıların sömürülmesine izin vermemeliyiz. Bir gazete yazarından günün astrolojik salığını (tavsiyesini) yapması istendi.

Hergün bir tek burca ilişkin görüşlerini yazmaktan sıkılan bu yazar hiç de hoş olmayan şu satırları düştü: ‘Geçen yıl yaşadığınız tüm acılar, bugün yaşayacağınız üzüntülerin yanında hiç kalacak’. Paniğe kapılan okurların telefonları gazetenin telefon santralını kilitleyince yazar hemen kovuldu. Aptalca inanan kişilerin sergilediği bu acıklı durum astrolojinin zararlarının kanıtıdır. “Amerikalı sihirbaz James Randi, Flim Flam adlı kitabında henüz genç bir delikanlı iken bir Montreal gazetesinde kısa süreliğine astroloji işi bulduğunu ve Zo-ran takma adıyla horoskoplar yaptığını anlatıyor. Kullandığı yöntem, eski astroloji magazinlerinden kesip aldığı öngörüleri bir şapka içinde karıştırıyor ve öngörüleri 12 zodyak işaretine gelişigüzel dağıtıyor ve sonuçları yayınlıyor. Bu yöntem kuşkusuz çok başarılı oluyor. Çünkü astroloji, ‘Barnum ilkesi’ temelinde anlaşılmaz ve genel şeyler söyler ve okurlar da bunların kendilerine uygun olduğunu düşünür. Randi kitabında, bir kahvede oturmuş içeceğini yudumlarken iki kişinin gazetedeki Zo-ran sütununu büyük bir merakla taradıklarını duyduğundan söz ediyor. ‘Bu kişiler geleceklerinin çok iyi bir biçimde öngörüldüğünü okuduklarında zevkle çığlık attılar. Kendilerine ne olduğunu sorduğumda bana Zo-ran’ın geçen hafta doğru öngörüde bulunduğunu söylediler.

Ben onlara kendimi Zo-ran olarak tanıtmadım… Benim köşeme gelen mektuptaki izlenimleri de oldukça ilginçti. Bu deneyimlerden sonra birçok kişinin, gizemli gücü olduğuna inandıkları yetkelerin (otoritelerin) ne söylerse söylesin, söylediklerine inandıklarına ve mantıklı bulduklarına tanık oldum. Tam bu noktada Zo-ran makasını ve şapkasını bıraktı ve işi terk etti’. “Randi makasını bırakarak ahlaki açıdan doğru bir şey yaptı. Ciddi gazeteler ün yapmış astrologlara bu saçma düşünceleri açıklama olanağı vermemeli. Astroloji ne eğlenceli ne de zararsızdır. Gerçeğin düşmanı olan astrolojiye karşı ciddi olarak savaşmalıyız. Ülkemizde Ticari Betimleme Yasası (Trade Description Act) var. Bu yasa bizi ürünlerin niteliğine ilişkin yanlış iddialardan korur.

Bu yasaya basit, bilimsel bir gerçeğin savunulması için henüz başvurulmadı. Niçin başvurmayalım ki? Astrologlar sınamaya açık öngörülerde bulunuyor. Geleceği öngördükleri iddiasındalar, kişilerin önemli kararlar almasında onlara profesyonel salıklarda bulunuyorlar ve bunun için para alıyorlar. “Hamilelik üzerine kanıtlanabilir en küçük bir etkisi olmayan doğum kontrol hapını pazara süren ilaç firması, Ticari Betimleme Yasası gereği kovuşturuldu ve ilacın önleyici etkisine güvenerek kullanan ancak hamile kalan müşteriler tarafından mahkemeye verildi. Eğer yanlış astrolojik tavsiyeler alan müşteriler, örneğin felaketle sonuçlanan iş kararlarına neden olan tavsiyeler nedeniyle astrologları mahkemeye veremeyecekse, niçin en azından yanıltıcı yönlendirme nedeniyle Ticari Betimleme Yasası ile yaptıkları işten men edilmesinler? Aslında profesyonel astrologlar sahtekarlık nedeniyle niçin hapse atılmıyorlar?”

CUMHURİYET BİLİM TEKNOLOJİ EKİ  - //maddox.xmission.com / 2015

https://www.e-psikiyatri.com/astroloji-psikolojiyi-nasil-etkiliyor