ALİ RIZA GÜNAYDIN DA YOK ARTIK!..

Gün doğdu… Gün battı… İnsanoğlu da böyle işte!

ALİ RIZA GÜNAYDIN DA YOK ARTIK!..
ALİ RIZA GÜNAYDIN DA YOK ARTIK!..
Gün doğdu…
Gün battı…
İnsanoğlu da böyle işte!
Onun için eskiler “Dünya ölümlü, gün akşamlı…” demişler.
Bir gün doğup, bir gün batıyor insan…
İşte bak, o da batmış!
Tıpkı gün gibi… Tıpkı Güneş gibi…
Yine peşi peşine acı haberler almaya başladım…
Daha bir Ali’nin acısı taptaze iken, bir diğerinin acısı eklendi yüreğime…
Bu tür acılar insanı değişik bir tefekkürün içine atıyor!
Düşünüyorsun…
Geçmişi düşünüyorsun…
Yaşanan acıları, yaşanan sevinçleri düşünüyorsun…
Gerçi çok sevinç yaşamadı bu nesil!
Yani, hatıraları düşünüyorsun hatıraları….
Ne kadar düşünürsek düşünelim, yalın olan gerçek şu;
……..
“Zamanı gelenler birer birer göç,
Ediyorlar bu yalancı dünyadan…
Dönüpte arkaya bakmıyorlar hiç,
Gidiyorlar bu yalancı dünyadan…”
……..
O; Benim güzel Ağabeyim,
O; Taşova’nın Matbaacı Ali Rıza’sı,
O; Taşova’nın ilk kurucu MHP İlçe Başkanı,
O; 46 Yıl önce Taşova Gazetesi’nin ilk banisi Gazeteci Ali Rıza Günaydın Bey,
Hepsinden de daha öte,
O; Gariban göğsünde dağ gibi ülkücü bir yürek taşıyan Ülkücülerin çilekeş Ağabeyi Ali Rıza’nın da vadesi yetmiş…Günleri bitmiş…
O da, ölümü tadan her nefis gibi dönüp de arkaya bakmadan gitmiş…
Ömrü boyunca rızası için mücadele ettiği Cenab-ı Allah’ın takdirine mazhar olup, Hak’ka kavuşmuş Hak'ka…
…….
Bu acı haberi duyunca, onu tanıdığım 1974-75’li yıllara geri döndüm adeta…
O Taşova’da kısıtlı şartlarda yaptığımız ilk mütevazi Ülkücü şölenimiz geldi aklıma…
Salon yok… Sahne yok… Tesisat yok… Mikrofon yok…
O zamanların ilkel bir cami anfisi var ama ceryan yok ceryan…
Bir basit jeneratörle kör-topal yapmaya çalışmıştık o muhteşem gecemizi…
İşte hem o günleri hayal ederken, hem de biraz yeri gelmişken sizlere bir şey söyleyeyim mi?!..
Şimdi her şey var!
Her şey var ama o Ali Rıza’lar yok artık…
Yarın niceleri gibi Ozan Arif’ler de olmayacak…
Keşke birileri de yarın kendilerinin de olmayacağını idrak edebilse!..
Ama nerdeee?….
Birileri idrak etse de, etmese de Allah’ın kanunu bu!
Ne diyebiliriz ki?
Veya, desek bile elden ne gelir?
Ancak, yine de kendi acımı bastırmaya çalışarak,
benimkinden de derin acıların içine düşmüş olan Ali Rıza Ağabeyimin evlatları;
Yusuf Turan Günaydın’a, Süleyman Kürşat Günaydın’a, Hasan Afşin Günaydın’na ve yine Ali Rıza Ağabey’in gardaşı Ahmet Günaydın’a, amca oğlu Dr. Ferhat Günaydın’a …
Hülâsa bütün ailesine, bütün yakınlarına, bütün Taşova Gazetesi çalışanlarına, hatta Taşova’ya, Amasya’ya, bütün Türkiye’ye…
Özellikle de, (onun-bunun değil) Ali Rıza Ağabey gibi davasının adamı olan bütün ülkücülere baş sağlığı diliyorum…
Cenab-ı Allah Ali Rıza Ağabeyi tanıyan bütün gönüllere “sabr-ı cemil” ihsan eylesin…
……….
Ali Rıza Ağabey;
Seninle yakın zamanda kucaklaşamadık…
Kucaklaşıp şöyle eski günleri yad edemeden geçip gitmişsin…
Varsa eğer bizden yana helal olsun!
Ama biliyoruz ki senin bizde hakkın çok…
İnşallah sen de bize hakkını helal etmişsindir Ağabey…
Bu dünyada görmediğin rahatı Allah’ın izni ile öbür dünyada göreceğine inanıyorum.
Güle güle Ağabey…
Ruhun şad, mekânın Cennet’tir İnşallah…
Güle güle Ali Rıza Ağabey…
Güle güle….
Ozan Arif
28 Kasım 2017
Bad Homburg
Fahrettin Yaman Sayfasından Alıntı