AKATİZİ

Delireceğine inanır. Sürekli pozisyon değiştirir. Yerinde durmadan ileri geri sallanabilir.

AKATİZİ

AKATİZİ



AKATİZİ

 

Doç. Dr. Şafak Nakajima
 

Tıbbın, insanı biyolojik, psikolojik ve sosyal bütünlüğü ile ele almaması, hekimlerin büyük çoğunluğunun, tüm bu alanları değerlendirip hastalarına yol gösterecek donanımdan yoksun olması,giderek akıl almaz boyutlara ulaşan antidepresan ilaç uygulamalarının önünü açıyor.

 

İlaç kullanımının, çok detaylı bir değerlendirmeden sonra, hastanın yaşamsal işlevlerini ileri düzeyde kısıtlayan majör depresyon, psikotik bozukluklar gibi psikolojik süreçlerle sınırlandırılması gerekirken, her yakınması olan kişiye, altta yatan neden ne olursa olsun, kolaylıkla ilaç yazılıyor.

İlaç firmaları, ilaçlarla ilgili araştırmaların çok büyük bir bölümünü finanse ettiği gibi, araştırıcıların da çoğunluğunun, bu firmalarla doğrudan veya dolaylı ilişkileri olduğu biliniyor.

Antidepresanların yan etkilerini gizleyip, olmayan ‘’etkileri’’ varmış gibi gösteren çarpıtılmış araştırma bulgularıyla, ilaç sanayinin kasaları doluyor.

Bu konuda kapsamlı bilgi edinmek isteyenler, Harvard Üniversitesi akademisyenlerinden Irving Kirsch tarafından yazılan ve dilimize de çevrilen ‘’Antidepresan Efsanesinin Sonu’’ kitabından yararlanabilirler. İngilizce bilen okurlarım ise, çok geniş kaynaklara kitaplar ve internet üzerinden kolaylıkla ulaşabilirler.

 

Bugün sizlere, antidepresan ve antipsikotik ilaç kullanımının artışına paralel artış gösteren ve benim de, ilaç kullanan ve ilaçsız tedavilerden yararlanmak amacıyla bana başvuran hastalarımın bazılarında rastladığım çok önemli bir ilaç yan etkisinden söz edeceğim:

Akatizi (Akathisia)

 

Akatizi Yunanca bir sözcüktür. Yerinde duramamak, oturamamak anlamına gelir.

Beyin biyokimyasını değiştiren bazı ilaçların yol açtığı, fiziksel huzursuzluk hissine dayanan bir tablodur. Akatizi, kurbanın hayatının her yerine nüfuz eder. 

Hasta huzursuzdur; ne ayakta durabilir ne de oturabilir. Bir güç tarafından ele geçirildiğini hissedebilir. Kendi bedeninin dışına çıkmak ister.

Delireceğine inanır. Sürekli pozisyon değiştirir. Yerinde durmadan ileri geri sallanabilir. Karıncalanmaları ve titremeleri vardır. Cildinin altında kurtlar, böcekler geziyormuş hissine kapılabilir.

Bacaklarını sallayabilir veya çaprazlayabilir, kıstırabilir; huzursuzluk nedeniyle, ağırlığını sürekli bir ayağından diğerine geçirebilir. 

Otururken ayaklarına dokunabilir. Yürürken diz çökebilir. Ayaklarını sanki yürüyüş yapıyormuş gibi kaldırabilir.

Tempolu hareketler yapar. Aşırı ve dayanılmaz bir huzursuzluk hissine, sinirlilik, panik, gerginlik, kaygı, uykusuzluk, karamsarlık, sabırsızlık eşlik eder. Hiç düzelemeyeceğine inanır. Akatizi bazen şiddet, saldırganlık dürtüsü veya intihara da yol açabilir. 

 

 

Akatizinin ilaca bağlı nedenleri arasında şunlar vardır:

En büyük neden, birinci kuşak antipsikotik ilaçlardır. Bu ilaçları alan hastalarda, dozaja bağlı olarak % 50 ila% 80 oranında akatizi görülmektedir. Dopaminin azalmasının akatiziye neden olduğu düşünülmektedir.

Modern antipsikotik, nöroleptikler arasında yer alan Aripiprazol (Abilify), Ketiapin (Seroquel ), Risperidon (Risperdal) ve Olanzapin (Zyprexa) gibi ilaçları kullananlarda ise, akatiziye rastlanma olasılığı, % 30 ila % 40 arasındadır.

Çok yaygın kullanılan SNRI (seçici serotonin ve norepinefrin baskılayıcı) ve SSRI (selektif serotonin geri alım baskılayıcı) antidepresanlar da, akatiziye yol açabilir. 

Bunlar arasında, Paroksetin (Paxil, Seroxat), Escitalopram (Cipralex), Fluoksetin (Prozac), Sertralin (Lustral), Duloksetin (Cymbalta), Venlafaksin (Effexor) sayılabilir. 

Bu ilaçları alan hastaların% 20'si, akatizi semptomlarından mustariptir.

 

Toparlayacak olursak:

Antidepresan kullanan hastaların% 20'si.

Nöroleptik (yeni antipsikotikler) kullanan hastaların% 30-40'ı .

İlk kuşak antipsikotik ilaçlar alan hastaların% 50 ila% 80'i, doza bağlı olarak değişen akatizi belirtileri gösterebilir.

Maalesef ülkemizde ve dünyada, bu ilaçları reçete eden pek çok doktor, akatizi hakkında yeterli bilgiye sahip değildir.

O nedenle, hastaların bilinçlenmesi ve doktorlarını yaşadıkları yan etkiler konusunda bilgilendirmeleri hayati önem taşır.

 

Akatizi, ortaya çıkış zamanlamasına göre farklılıklar gösterir:

Akut akatizi, antipsikotik kullanımından kısa bir süre sonra gelişen akatizi olarak tanımlanır. Birkaç saat içinde ortaya çıkabilir ve altı ay sürebilir.

Tardif akatizi, hastanın ilacı almaya başlamasından birkaç ay ya da yıl sonra gelişen akatizidir. Tardif, “geç görünen” anlamına gelir. 

Kronik akatizi, altı aydan fazla süren akatizidir.

Geri çekilme akatizi ise, kokain veya opiatlar gibi yasadışı uyuşturucuların veya bazı reçeteli antipsikotikler veya antidepresanların bırakılmasıyla ortaya çıkar.

 

Burada önemli bir ayrıma dikkatinizi çekmek isterim.

Akatizi genellikle tardif diskinezi denilen benzer bir tabloyla karıştırılır. 

Her ikisi de tekrarlayan, amaçsız hareketleri içerir. 

Her ikisi de nöroaktif ilaçların yan etkileridir.

Her ikisi de, aylar veya yıllarca reçeteli ilaç kullanımından sonra ortaya çıkar ve genellikle ilaç durdurulduğunda düzelme görülür. 

Ancak aralarında önemli farklılıklar vardır.

Akatizi çoğunlukla bacakları ve/veya gövdeyi içerir. 

Diskinezi genellikle, yüz ve kolları da etkiler.

Diskinezi hastaları hareket ettiklerinin farkında değilken, akatizi hastaları farkındadır.

Akatizi, diskinezi, parkinsonizm ve tardif distoni tabloları, ekstrapiramidal sendromlar (EPS) olarak adlandırılan durumlardır. 

Hepsinin benzerlikleri vardır ve aynı hastada birlikte görülebilirler.

 

Mide bulantısı ve migren ilaçları, nadir durumlarda akatiziye yol açabilir.

Parkinson hastalığı, travmatik beyin hasarı ve ensefalit de, akatiziye neden olabilir.

Akatizi ve Huzursuz Bacak Sendromu bazı bulguları paylaşır. 

Her ikisinin de benzer mekanizmalardan kaynaklandığını gösteren kanıtlar vardır.

Hem Huzursuz Bacak Sendromu hem de akatizi, serotonin iletiminin artması ve dopamin eksikliği ile ilişkilidir. Ayrıca, akatiziye neden olan ilaçlar, Huzursuz Bacak Sendromuna da neden olabilir.

 

Beyin biyokimyasını değiştiren ilaçların kullanımının artışına paralel artış göstermesine karşın sıklıkla gözden kaçan ve kişinin yaşam kalitesini düşüren akatizinin hastalar ve hasta yakınları tarafından tanınması önemlidir.

Bulguları fark ettiğiniz takdirde, doktorunuzu bilgilendirin.

Yukarıda söz ettiğim geri çekilme tablosunun ortaya çıkmaması için, doktorunuz tarafından farklı bir tedavi protokolü oluşturmak gerekeceğinden, ilacınızı hiçbir zaman, doktor kontrolü olmaksızın, kendi başınıza, birden bire bırakmayın.

https://www.safaknakajima.com/Article/Detail?Id=7