380 Milyon Yıllık, Bilinen En Eski Kalp Keşfedildi

Bulgular, kendi bedenlerimizin evrimine yeni bir ışık tutuyor.

380 Milyon Yıllık, Bilinen En Eski Kalp Keşfedildi

Araştırmacılar, şimdiye kadar bulunan en eski kalbi, 380 milyon yıllık bir balık fosilinde ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, 380 milyon yıllık eski bir çeneli balıkta ayrı bir fosilleşmiş mide, bağırsak ve karaciğerin yanı sıra bir kalp keşfettiler. Bulgular, kendi bedenlerimizin evrimine yeni bir ışık tutuyor.

Yeni araştırma, 419,2 milyon yıl öncesinden 358,9 milyon yıl öncesine kadar Devoniyen döneminde gelişen, soyu tükenmiş bir zırhlı balık sınıfı olan arthrodir’lerin vücudundaki organların konumunun, modern köpekbalığı anatomisine benzer olduğunu ve hayati önem taşıyan yeni evrimsel ipuçları sunduğunu buldu.

Araştırmanın lideri Kate Trinajstic, eski türlerin yumuşak dokularının nadiren korunduğu ve üç boyutlu olarak günümüze ulaşmalarının daha da nadir olduğu düşünüldüğünde, keşfin dikkate değer olduğunu söylüyor.

Profesör Trinajstic, “20 yıldan fazla bir süredir fosiller üzerinde çalışan bir paleontolog olarak, 380 milyon yıllık bir örnekte, üç boyutlu ve güzel bir şekilde korunmuş bir kalp bulmak beni gerçekten şaşırttı.” diyor.

“Evrim genellikle bir dizi küçük adım olarak düşünülür, ancak bu eski fosiller, çenesiz ve çeneli omurgalılar arasında daha büyük bir sıçrama olduğunu düşündürüyor. Bu balıkların kalpleri kelimenin tam anlamıyla ağızlarında ve solungaçlarının altında, tıpkı günümüzdeki köpekbalıkları gibi.”

Bu araştırma, bir arthrodir’deki iki odacıktan oluşan karmaşık S-şekilli bir kalbin, ilk üç boyutlu modelini sunuyor.

Profesör Trinajstic, bu özelliklerin bu tür erken omurgalılarda oldukça gelişmiş olduğunu ve baş ve boyun bölgesinin çenelere uyum sağlamak için nasıl değişmeye başladığına dair benzersiz bir pencere sunduğunu ve kendi bedenlerimizin evriminde kritik bir aşama olduğunu söylüyor.

Profesör Trinajstic, “İlk defa ilkel bir çeneli balıkta tüm organları bir arada görebiliyoruz ve özellikle bizden çok da farklı olmadıklarını öğrenince çok şaşırdık.” diyor.

“Bununla birlikte, kritik bir fark vardı: karaciğer büyüktü ve bu durum, balıkların tıpkı günümüzdeki köpekbalıkları gibi yüzer halde kalmasını sağladı. Akciğerli balıklar gibi günümüzün kemikli balıklarından bazıları, yüzücü mesanelerden evrimleşmiş akciğerlere sahiptir, ancak incelediğimiz soyu tükenmiş zırhlı balıkların hiçbirinde akciğer kanıtı bulamamamız önemliydi. Bu, daha sonraki bir tarihte kemikli balıklarda bağımsız olarak evrimleştiklerini düşündürüyor.”

Haber linki.